MASKE CEZASI 900TL #8

          En son yürüdüğüm zamandan beri, tam 122 gün geçmişti. Bir kadınla buluşacakken, Metro çıkışlarının uyumsuzluğu, buluşacağımız süreye 1102 saniye eklemiş, beni dolaylı yoldan kahve dükkânına yönlendirmişti. Kasada beklerken 'Maske' takmam uyarısı yapılıyor. 10 saniye içinde alınan siparişim 27. saniyede bana sunuluyordu. 'Maske'm çenemde, kahve tüketirken Üniversite arkadaşım aradı.

     ''Az konuşmasını sağla - Konu konuyu açmamalı - Her an kız arkadaşın mesaj atabilir.''


          Bu sohbetin sonunda buluşacağım kadınla farklı metro çıkışları yüzünden ortalama 70 metre uzaklıkta olduğumuzu farkediyorum. 4 aydır görmediğim sahil kıyısına beraber gitmeyi arzuladığım biri olacak ki yan yana geldiğimizde, birbirimizin hatrını yola koyulurken sormaya başlıyoruz. Renkli giyinen insanlar gözüme çarpıyor. Daha Konak belediye binasına gelmeden 17 açık renkli giyinen insan sayıyorum. Buluşma anından sadece 62 adım yürümemize rağmen sayılarla savaşım devam ediyor. Üstelik bir kadın var ve söylediklerine odaklanmalıyım. Kimse dinlenilmediğini düşünmekten hoşlanmaz.

     ''Odaklanmaya çalış - Bugün çok güzel olacak - Akışına bırak.''


          İnsanların geliş yönüne bakarak ne kadar kalabalık bir ortamda olup olmadığımızın kendimce aritmetik ortalamasını alıyorum. Orta seviye bir yoğunlukta ilerlerken insanların daha net seçilebildiğini farkediyorum. Ve henüz 706. adımdayken bir polis beni çeviriyor.
     ''Beyefendi kimliğinizi alabilir miyim?
''
         Yavaşça yaklaşarak kimliğimi veriyorum ve gerekli işlemler başlıyor. Bir hata yapıyorum. Maskemi takmayı unutup yanımda taşımamın bir anlam ifade etmediğini idrak ediyorum hızlı bir şekilde. Bu bir 'Uyarı' adı altına yapılan soruşturmanın, '900TL Maske Cezası' olduğunu anlıyorum.

     ''Görevlerini yapıyorlar - Bir hata yaptın - Her şey sadece 2 dakika öncesinde
kaldı''

         Kalmıyor. Kısa bir şok sonrası fazla bir yaptırım olduğuna kanaat getiriyorum. Hatamı kabul ediyorum ve günün mükemmelliğini gölgeleyecek herhangi bir şeylerin olabileceğini benimsedikten sonra, uzun süredir görmediğim
mekanların önünden, bu kadınla geçince daha bir mutlu oluyorum. Oturduğumuz kafede 2 kere daha maske muhabbeti dönüyor. Güle oynaya kapatıyoruz ve 3 defa garsonlar yerlere bir şeyler döküyor. Çok sulu atılan paspasın, kotuma sıçradığını düşünüyorum. Daha da geriliyorum. Koyu giymemin etkisiyle algıda seçicilik yaparak Kıbrıs Şehitleri caddesinde bugün ne kadar da siyah giyen kadın olduğunu görüyorum. Üstelik benimle çıkan kadın da öyle giymiş.

     ''Gün her şeye rağmen güzel - Daha kahve içeceksin - Bugünün 4/2'si bitti'' 
  
           Mekandan kalkıyoruz. 46 dakikalık bir yemek yeme macerası nereden baksan sağlıklı bir durumdur. Kahve içmeye yönelirken 1 yıl içinde değişen ve değişmeyen şeylerin analizini yapıyoruz. İnsanları kendime benzetebildiğimi düşünüyorum yer yer. Kahveciye giriyoruz. Kimse bir şey sormadan söylememeye çalışan biri olduğum için yıllardır Kahve içtiğim yerden, personelin tek tek bir şeyleri sormasını bekliyorum. Maske altından gülümseyerek ilk defa geldiğimizi düşündürücü hareketlerde bulunuyor. Ve her sorduğu soruya net şekilde tek tek cevap verdiğimde durumun farkına varıyor. Bonus olarak dükkanın yoğunluğu hakkında bir şeyler eklediğimde arkamı dönmeme rağmen, verdiği cevaba dair biraz daha muhabbet edebilmek adına ekstra bir şeyler daha ekliyor. Yorgunluklarını, yalnızlıklarını ve müşteri ilişkilerindeki samimiyetsizlikleri bir nevi unutarak aslında olabilirmiş gibi bir farkındalıkla afiyet olsun diyor ve yerimize geçiyoruz.

     ''Serin bir yerdesin - Karşındaki kadın da bundan keyif alıyor - İyi
hissediyorsun''

          Kalkıyoruz. Kafamdaki 'Maske Cezası'nın getirisi ile tramvay yerine kendimi kordonun deniz tarafına yönlendiriyorum. Ve Woman uyarıyor, yanlış yöne gittiğimizi. İdrak ediyorum. Tramvay bizim gelmemizi beklercesine durağa geçer geçmez binmemize teşvik ediyor. 17 dakika dan az bir sürede Konak İskeleye varıyoruz. Ve yine bizim gelmemizi bekleyen bir otobüs, kapıları açık bir halde yolcu alıyor. En arkada yer buluyoruz. Otobüste oturan kesim hariç 19 insan sayıyorum. Sanki
900TL'nin karşılığıymışçasına her şey pürüzsüz şekilde zamanında gerçekleşiyor. Üzgün olmak için sebeplerim olabilir ama sevinmek istediğim için de odaklanabileceğim seçeneklerimde var. Ev ortamının bana yaşattığı rahatlık, güzel bir film, güzel bir kadın kokusu bedenimi daha da gevşetiyor. Seks yapmaya karar vererek Oda değişikliğine gittiğimizde, Aklımda ejaküle olamamanın reaksiyonları, ''Maske Cezası'', ve penetre sayıları beliriyor. Komodinin üstünde hesap makinesi var. Altımda bir kadın. Yapmamam gereken şeylerin bedelini ödemeye hazır olup olmadığımı kendime hatırlatıyorum. Sayabildiğim kadar sayarak hislerimle savaşmaya başlıyorum ve o tatlı tebessüm beliriyor kirli çarşaflara bakarken...

''Savaşmak zorundasın kazanamasan bile - Hissettiğin kadar hayattasın erken veda etsen
bile''

NOT: Maske Takmak bir gerekliliktir. Bu bir öz eleştiri yazısıdır. Tutar tartışmaya açık olsa da bu yaptırımlar rahatsız edici etkide bizleri ehlileştiriyor..

Görüşürüz.

Ekşisözlük:

Yorumlar

  1. Öncelikle ceza yemene üzüldüm. Ama seninde dediğin gibi tutar tartışmalı olsada güzel bir anı olmuş. Yazında şunu farkettim. En son giderken eve ne ara geçtin? 😂 Aradaki yaşananları öğrenmeye hakkımız yok mu bizim? Mesela ilk eve gelirken evin için ne dedi? Sana güvendi mi? Ya da polisler ceza yazarken yanındaki hanfendinin tepkisi ne oldu? Bu yazının devamları gelsin diyor ve burdan gidiyorum 👍🏻

    YanıtlaSil
  2. maske takmaya yeni bir bakış açısı :) 👍

    YanıtlaSil
  3. Güzel olmuş düşüncenize sağlık <3

    YanıtlaSil
  4. Lütfen artık, 9.'uncu yazı gelsin. Sabırsızlıkla bekliyorum... :)

    YanıtlaSil
  5. http://www.pornmsc.com/mika-can-raun-pornosu-ifsa-mika-can/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YANILSAMA #6

1 TARANTİNO Filmi İzlemek #5