Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YANILSAMA #6

     Merhaba Okur. Tam 192 saattir Blog'a yazı yazmıyorum. Açıkçası ilk yazımda belirtmiş olduğum gibi, 72 saatte 1 yazı yükleyeceğimden bahsetmiştim. Ancak hayatımdaki gelişmelerden ziyade biraz da bu Blog'un yaygınlaşmasını şöyle bir bırakıp nasıl bir takip geri dönüşü alacağımı görmek istedim. O önceki yazılarımda belirtmiş olduğum gibi bu sefer hiç de o kadar tanıtım paylaşımı yapmadım. Yazıyı yolladığım insan sayısı %1 'i geçmedi. Sadece Twitter adresim üzerinden ' #sekshakkındabilinmeyenler ' Hashtag'i ile son yazıyı paylaştım ve 15 dakikada 150 görüntülenme aldı.           Bu ülkede satan seksin bir başka ülkede değeri nedir bilemiyorum fakat bizler seks yapmak için olan çabamızı, bana kalırsa okumaya ve izlemeye tercih eder hale gelmişiz. Zira bunu şu şekilde de analiz edebiliriz, ortalama seks yapan 10 insandan 7 'si p orno izlemeyi sürdürüyor. Kamera açısı, PornStarlar , Color, Montaj , Efekt gibi faktörlerin kilit rol oynadığı bu sekt

1 TARANTİNO Filmi İzlemek #5

     Neredeyse her gün yeni bir filmin çekildiği dünyamızda; film nasıl izlenir, film izlerken nelere dikkat edilmesi gerekir? Daima yorumlayanın algısına göre değişkenlik göstermiştir. Bir insanın film anlatımı, kelime haznesi ve okur yazarlığı ile doğru orantılıyken o filmin hayatında yer etmesini pekâlâ karakteriyle özdeşleştirebiliriz. Bloğun tıkırında ilerlediğini belirterek boş bulduğum bir anımı Tarantino filmi ile ödüllendirmek istedim. Malum Kurban Bayramı da yaklaşıyorken, kan ve ölüm konuları, bahsi geçen yönetmenle pek bir uyuşuyor. 14.07.2020 - 23.42 -Beleş bir Netflix hesabı buluyorum. - Tarantino’nun kaç filmi var listeliyorum. - Kendimi kaybediyor eski izlediğim sahneleri Netflix açıkken YouTube’dan açıp izleyerek gülüyorum. -Saat 00.09 ’u gösterirken, 17 dakikamı film aramakla değil, izlediğim filmlerin sahnelerini tekrardan izleyerek, adeta maça çıkmadan antrenman yapan bir futbolcu gibi olaya yaklaşarak harcıyorum. -Saat 00.17 ’yi gösterirken sonunda karar

Bu Kadar ''Zor'' Mu? #4

      Seni tüm içtenliğimle selamlıyorum sayın okur. Biliyorum, maalesef söz verdiğim zamandan tam 32 saat sonra bu yazıyı Blog'a yüklediğim için, bu istikrarım seni endişeye düşürmüş olabilir. Ancak bu böyle bile olsa beni ve bloğu umursaman çok mutlu ediyor. Peki neden 32 saat sonra geldi bu yazı?      Dışardaki insanların yaptıkları hakkındaki analizleri, istatistikleri kayıt altına alırken, kendimi sana daha samimi gösterip belki ortak bir nokta yakalarız diye, bu bölümde bizzat kendi ailemle olan ilişkimden bahsedeceğim. Eminim ki bazı durumlarda ortak paydada buluşurken bazı durumlar içinde ne alakası var diyeceksin. Bu yazı geç geldi çünkü ben tek yaşıyorum. Ailem yanıma yeni gelebildi. Gelecekleri gün 2 telefon görüşmesi yaptık. Geldiklerinde, evimden çıkıp, toplam 41 adım 12 merdiven sayarak arabaya ulaşıyorum. ‘’Hoş geldiniz’’ i ailem valizleri indirirken ‘’Hoş bulduk’’ ile karşılıyor. 3 kere inip çıkarak 246 adım 72 merdivenle eve tekrar ulaşıyorum. Evdeki valiz

'MERHABA'nın Gücü #3

     Bloğun  '3' . yazısı ile karşındayım. Vermiş olduğun destekten ötürü çok teşekkür ederim.  '173'  saattir hayatta olan bloğumda yaptığın tüm yorumları dikkate alıyor ve zaman zaman değiştiriyorum.     Bu  '3'  günlük zaman diliminde ' Merhaba ' nın olağanüstü etkisine tanıklık ettiğim için seninle paylaşmak istedim. Belki de senin için bir şeylere vesile olabilirim.      Çıkış hikayesinden kısaca bahsedeyim. Yaşadığım alandan,  '294'  adımda ulaştığım süper markette, ton balığına ulaşma serüvenimin bu denli ilginç deneyimlere gebe olacağını tahmin etmemiştim. Marketten içeri girdikten  '21'  adım sonra, genelde ton balığını sepete atmış oluyorum. Fakat o sürede fark etmediğim meğer ne çok şey varmış, nasıl bu kadar duyarsız davranabilmişim? Aklım almıyor. Maskelerin çenelerde olduğu şu zamanlarda çalışanların yoğun bir tempo ile mal dizişini izledim. 'Kolay gelsin' li cümleler, insanlarla göz teması kurmadan 'Teşek

Sadece 3 Günde mi? #2

     Dört saatlik bir planlama ile açmış olduğum Blog'un ‘2.’ yazısı olan şu an okuduğun bu satırları yazana dek anlam veremediğim birçok şey oldu. Bir anonim  (site)  aracılığı ile tam  '302'  kişiye Blog’u tanıttım. Ekşi Sözlük’te destek olmak isteyen bir evlat: “ (başlığını)  açacağım” dedi. Yetmezmiş gibi en yakın arkadaşlarımdan birisi Blog linkini gönderdiğimde,  '3'  balonluk konuşma metninde şunları sıraladı: - “Güzeldi ama hasta edersin kendini.” - “Beğendim ama sürekli bunlarla uğraşılmaz.” - “Çabuk bıkarsın kendinle alakalı şeyleri yaz!”        Devamında bir diğer Whatsapp metni:       “-Tam Sayko yazı :) ve güzel gayet iyi!”      Olumsuz yorumlar elbette olacak. Hatta iyi olan şu, '17'  kişiye telefondan ulaşıp bu benim Blog’um. Bak bakalım nasıl bulacaksın yazdığımda ‘ 9 ’ kişiden dönüş aldım. Bir  (twitter)  adresi açtık ve sadece  '2'  kişi takip ediyor. Ekşi sözlük günlük mesaj kotamı sürekli aşmama rağmen pes et

Ne Yapmaya Çalışıyor Bu Adam? #1

     Güzel bir açılış konuşması yapmak için uzun süre düşündüm. Bu düşünme süresince Nas - Stilmatic albümünden ' 5 ' şarkı Playlist'de döndü. Yazıya başlayıp ' 6 ' defa ilk cümlemi silip tekrar yazdım. İlk cümlem ' 46 ' İkinci cümlem ' 51 ' Üçüncü cümlem ' 55 ' Dördüncü cümlem ' 38 ' Beşinci cümlem ' 7 ' Ve son cümlem, şuan okumuş olduğun, ' 49 ' harften oluşuyor.      Toplamda bu Blog'un ilk cümlesini yazabilmek için ' 249 ' vuruş yaptım. Her cümle için ' 2 ' harf silip tekrar yazdığımdan toplamda ' 264 ' defa klavyeye dokundum. Bu 30 dakikalık zaman diliminde (bu ' 1800' sn demek) 264 defa, farkında olarak yaptığım, en son ne vardı diye düşünmeden edemiyorum. Sen bunu okurken görmüş olduğun sayılardaki kalınlık efektini verebilmek için mouse'a, bu cümleye kadar ' 32 ' kere bastım.Yazı sonunda bunu toplam olarak ekleyeceğim. Diyeceksin ki bana ''Kar